Anayasa Mahkemesinin 17/5/2023 Tarihli Gözaltı Tedbiri Dolayısıyla Ortaya Çıkan Hak İhlalleri Konulu Bireysel Başvuru Kararı Hk.

GİRİŞ

Başvurucu, örgüt üyeliği suçlamasıyla başlatılan soruşturma kapsamında 04.08.2016 tarihinde gözaltına alınmış ve 11 gün boyunca gözaltında tutulmuştur. Bu süreçte savcılığın başvurucu hakkındaki tutuklama talebi Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedilmiş ve bunu yerine güvenlik tedbiri öngörülmüştür.

Başvurucu hakkında açılan kamu davasıyla ilgili yapılan yargılama sonucunda BERAATİNE karar verilmiştir.

Beraat kararının kesinleşmesi üzerine başvurucu, hukuka aykırı gözaltı tedbiri dolayısıyla tazminat davası açmıştır. İşlemediği bir suç nedeniyle gözaltına alınmanın yarattığı manevi zarar nedeniyle 50.000 TL manevi tazminat talep edilmiştir. Ancak mahkeme başvurucunun beraat ettiğini ve haksız olarak gözaltına alındığını kararlaştırmış olsa da yalnızca 5.000 TL manevi tazminata hükmetmiştir. Bunun üzerine başvurucu; haksız gözaltına alma eyleminin darbe teşebbüsünden hemen sonra gerçekleştiğini ve bu durumun manevi zararı arttırdığını, öte yandan gözaltı süresince kamuya ve basına ifşa olduğunu, uzun üren adli kontrol uygulamalarının da haklarını ihlal ettiğini ileri sürerek kararlaştırılan 5.000TL tazminatın yetersiz olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur. Ancak istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tazminat miktarını 1.200 TL'ye düşürerek istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar vermiştir. Başvurucu işbu nihai karara karşı temel haklarının ihlal edildiği iddiasıyla  AYM’ye bireysel başvuruda bulunumuştur. 

I. BAŞVURUNUN ANAYASA’NIN 19.MADDESİ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRMESİ

Anayasa Mahkemesi söz konusu başvuruyu öncelikle Anayasa’nın “Kişi Hürriyeti ve Güvenliği” başlıklı 19.maddesi kapsamında incelemiştir. Bu kapsamda yapılan incelemede yalnızca manevi tazminat değil, başvurucunun basından silinmesini istediği özel hayata saygı hakkını ihlal iddiaları da değerlendirilmiştir.

Öncelikle vurgulamak gerekir ki mahkemelerin manevi tazminatı belirleme konusunda takdir hakkı bulunmaktadır. Ancak takdir yetkisinin ihlalle orantılı olmayan şekilde az bir miktarda tazminata hükmedilmesi Anayasa'nın 19. maddesinin, kişi hürriyeti hakkı ihlal edilen kişilerin zararlarının devletçe ödeneceğini düzenleyen, dokuzuncu fıkrasına aykırı olacaktır. Öte yandan tazminat miktarı Anayasa Mahkemesinin benzer davalarda verdiği tazminat miktarına göre kayda değer ölçüde düşük olmamalıdır. 

Somut olayda başvurucuya ödenmesine karar verilen 1.200 TL manevi tazminat, Anayasa Mahkemesinin benzer durumlarda ödenmesini kararlaştırdığı tazminat miktarına göre oldukça düşüktür. Elbette ki Anayasa Mahkemesinin benzer durumlarda verilmesine hükmettiği tazminat miktarıyla aynı olması zorunlu değildir ancak somut olayda belirlenen miktar “tazminat hakkı”nın özünü zayıflatacak kadar düşüktür. Sonuç olarak AYM Kararı’nda başvuru konusu gözaltı işlemi ve adli kontrol tedbirleriyle, Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasıyla bağlantılı olarak dokuzuncu fıkrasının ihlal edildiği değerlendirilmiştir.

II. BAŞVURUNUN ADİL YARGILANMA HAKKI KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ

Başvurucu, manevi tazminatın oldukça düşük kararlaştırılmasının yanı sıra tazminat davası kapsamında yapılan yargılamada adli kontrol tedbirlerine yönelik hiçbir incelemenin yapılmadığını da belirtmiştir. Bu durumun gerekçeli karar hakkını ihlal etmek suretiyle adil yargılanma hakkına dokunduğunu iddia etmiştir.

Ancak bu noktada Anayasa Mahkemesince imza atmak suretiyle adli kontrol altında kalma nedeniyle oluştuğu iddia edilen zararlara karşılık açık bir yasal dayanağın bulunmadığını ve bu konuya ilişkin kanunda açıkça veya dolaylı olarak kabul edilmiş bir hakkın olmadığı değerlendirilmiştir. Yargısal uygulamaların da başvurucunun taleplerine ilişkin olarak bir hakkı ihlal edecek düzeyde olmadığı belirtilmiştir. Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi tarafından adli kontrol tedbirleri nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiaları açısından, başvurunun bu kısmı için konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmiştir.

SONUÇ

İşbu AYM Kararında hakkında yürütülen suç soruşturması sırasında uygulanan gözaltı tedbiri nedeniyle beraat kararının kesinleşmesi üzerine tazminat talebinde bulunan başvurucu lehine hükmedilen tazminat miktarının, düşük olmasıyla bağlantılı olarak kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği konusu tartışılmıştır.

Örgüt üyeliği iddiasıyla yürütülen soruşturma sürecinde 11 gün gözaltında kalan ve yapılan yargılama sonucunda hakkında beraat kararı verilen başvurucu, beraat kararının kesinleşmesi üzerine CMK 141. madde gereğince tazminat talebinde bulunmuştur. Yerel mahkemece gözaltı tedbiri nedeniyle 5000 TL tazminata hükmedilmiş bu karar Bölge Adliye Mahkemesince  1.200 TL’ye düşürülerek onanmıştır. Başvurucu 11 günlük hukuka aykırı gözaltı uygulaması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 2020 yılında hükmedilen 1.200 TL manevi tazminat miktarının tatmin edici ve yeterli olmadığı gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunmuş, başvuru AYM’nin incelen kararıyla kabul edilmiştir.

Yüksek Mahkeme başvurunun kabulüne karar verirken Anayasanın 19. Maddesiyle bağlantılı olarak hukuka aykırı koruma tedbiri ( gözaltı)  uygulaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ihlal edilen kişilere devletçe tazminat ödenmesinin Anayasa hükmü olduğunu hatırlatmıştır.

Bununla birlikte hükmedilen manevi tazminat miktarının hukuka aykırı koruma tedbirleri nedeniyle ( gözaltı, arama, elkoyma) uğranılan zararı giderecek nitelikte ve günün ekonomik koşullarına uygun olması gerektiği açıktır. Öte yandan standart bir uygulama yerine her bir davanın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerekmektedir.

İncelenen karara konu somut olayda 11 günlük gözaltı uygulaması nedeniyle hükmedilen 1.200 TL manevi tazminat miktarının günün ekonomik koşullarına uygun olmadığı ve tazminat hakkının özünü zayıflatacak kadar düşük olduğu AYM tarafından gündeme getirilmiştir.

Sonuç olarak, AYM Kararı ile haksız bir şekilde gözaltında tutulan başvurucu için hükmedilen 1.200TL manevi tazminatın oldukça düşük olduğu kabul edilerek, ihlalin ortadan kaldırılması için yeniden yargılama kararı verilmiştir.

 

Saygılarımızla,

Tunca Avukatlık Ortaklığı

 

YAZARLAR
Ara
Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Çerezleri nasıl kullandığımız, sildiğimiz ve engellediğimiz ile ilgili detaylı bilgi için lütfen Çerezler (Cookies) sayfasını okuyunuz.Kabul Et ve Kapat