İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hakkında

İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hk.

05.04.2023 tarihli Resmi Gazete’de İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Kanun”) yayımlanmıştır.

KANUN KAPSAMINDA YASALAŞAN 7. YARGI PAKETİ DÜZENLEMELERİ NELERDİR?

  1. Avukatlık Kanunu Kapsamında Getirilen Düzenlemeler:
  • Mesleğe yeni başlayan avukatların mali olarak desteklenmesini sağlamak amacıyla, Avukatlık mesleğinin ilk beş yılında baro aidatı alınmaması yönünde düzenleme yapılmıştır. Bu doğrultuda, öncesinde ilk beş yılında olan avukatlardan yarı oranda alınan baro aidatı hiç alınmayacaktır.
  • Ayrıca avukatların büro kurma faaliyetlerine ilişkin de Adalet Bakanlığı tarafından belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde Avukatların büro kurma giderlerine kredi ve finans kuruluşları aracılığıyla finansman desteği sağlanması öngörülmüştür.
  • Son olarak, adli yardım bürolarının, iki yıl öncesine ait kesin hesap sonuçlarına göre tespit edilen toplam miktarlar esas alınarak 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (1), (2) ve (3) sayılı tarifelere göre alınan harçların yüzde iki ile idarî nitelikteki para cezaları hariç olmak üzere para cezalarının yüzde iki, oranında olan gelirleri yüzde üç oranına çıkarılmıştır.
  1. İş Mahkemeleri Kanunu Kapsamında Getirilen Düzenlemeler:
  • Bilindiği üzere, İş Kanunu’na, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
  • Uygulamadaki tereddütleri de gidermek adına arabuluculuk dava şartının, alacak ve tazminatla ilgili itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarını da kapsadığı düzenlenmiştir. Ancak ilgili dava türleri açısından getirilen dava şartı arabuluculuk, Kanun’un 43. madde hükmü uyarınca 01.09.2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanacaktır.
  1. Türk Medeni Kanunu Kapsamında Getirilen Düzenlemeler:
  • Kanun’un altıncı ayırımı olarak düzenlenen “Koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanması” hakkında ikame edilecek davalara ilişkin hâkim açısından “gecikmeksizin kararını” ifadesi netleştirilmiş ve ilgili kişinin dinlenmesi akabinde hâkim tarafından tahkikatın tamamlanmasını müteakip kararın gecikmesizin en geç iki gün içinde verileceği düzenlenmiştir.
  1. İcra İflas Kanunu Kapsamında Getirilen Düzenlemeler:
  • Konut Haczine İlişkin Düzenlemeler:
    • Yeni düzenleme ile birlikte mahkeme kararı olmaksızın münhasıran konutlarda haciz işlemi yapılamayacak olup ilk olarak icra müdürü tarafından haciz yapılması talep edilen yerin konut olduğu tespit edildikten sonra haciz için alınması zorunlu olan onay, icra mahkemesine sunulacak ve mahkemece en geç 3 gün içerisinde bu konuda karar verilecektir.
    • Bununla birlikte konut olmadığı kabul edilen bir yerle ilgili verilen haciz kararı üzerine yapılan haciz işlemi sırasında, bu yerin konut olduğunun anlaşılması ve borçlunun da haczin yapılmasına rıza göstermemesi halinde haciz işlemine son verileceği hüküm altına alınmıştır. Buradan, haciz işlemi esnasında konut olduğu anlaşılan yere ilişkin haciz işlemine borçlunun muvafakatinin olması halinde ilgili işlemlere devam edileceği sonucuna ulaşılmakla, uygulamada bu maddenin ne şekilde tatbik edileceği tartışma konusu oluşturabilecektir.
    • Son olarak ihtiyati hacizde yukarıda aktarılan prosedür işletilmeyecek, icra mahkemesinin onayı alınmadan haciz işlemleri tatbik edilebilecektir.
  • Aile Bireylerine Ait Kişisel Eşyası ile Ailenin Ortak Kullanımına Hizmet Eden Tüm Ev  Eşyaları Bakımından:
    • Yeni düzenleme ile birlikte artık lüzumlu ev eşyaları ayrımı yapılmayacak olup, ortak kullanıma hizmet eden veya kişisel nitelikteki eşyaların hiçbiri (bunlar birden fazla olsun olmasın)
  • Taşkın Haciz Yasağı:
    • Borçlunun taşınır ve taşınmaz mallarında bütün alacaklarına yetecek miktarı aşacak şekilde haciz yapılması yasaklanacaktır.
  • Haczin Kalkması Halinde Yedieminde Bulunan Malların Tasfiyesi:
    • Kanun değişikliği ile muhafaza işleminin dayanağı olan hacizlerin kalktığı yedieminde bulunan malların, takibin yapıldığı yer icra dairesince resen tasfiye edileceği düzenlenerek, tasfiye usulü ve sırası detaylı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre:
      • İcra dairesi, önce borçluya tebligat çıkararak tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde tarifeye göre belirlenen yedieminlik ücretini ödemek suretiyle malı teslim alabileceğini, aksi halde malın tasfiye edileceğini ihtar eder.
      • Aksi takdirde mal açık arttırma ile satışa çıkarılır, satış mümkün olmazsa, icra dairesi, derhal yediemine tebligat çıkararak, tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde varsa malın son iki yıl içinde yapılan, yoksa icra dairesince takdir edilen kıymetinin yüzde kırkı üzerinden, tarifeye göre belirlenen yedieminlik ücreti mahsup edildikten sonra bakiye tutarı ödediği takdirde malın mülkiyetinin kendisine devredilmesine karar verileceğini, aksi halde müteakip fıkralara göre işlem yapılacağını ihtar eder. İlgili düzenleme kapsamında malın mülkiyetinin yediemine devrine yönelik kararın verilmesi için dosya icra mahkemesine gönderilir.
      • Sicile kayıtlı mallar bakımından yedieminin malın mülkiyetinin devrini kabul etmemesi halinde icra dairesi, bu kez Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketine tebligat çıkararak, tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, 30/6/2021 tarihli ve 7330 sayılı Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketi Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca belirlenen hurda bedelini ödeyeceğini bildirmesi ve bildirimde bulunduğu tarihten itibaren üç ay içinde hurda bedelini ödemesi şartıyla malın mülkiyetinin Şirkete devredilmesine karar verileceğini ihtar eder. Tıpkı yediemin sürecinde olduğu gibi malın mülkiyetinin Şirkete devrine yönelik kararın verilmesi için dosya icra mahkemesine gönderilir.
      • Malın yukarıdaki sırayla tasfiye edilememesi halinde icra dairesi, bu kez malın mülkiyetinin bedelsiz olarak Türkiye Kızılay Derneğine devrine yönelik kararın verilmesi için dosyayı icra mahkemesine gönderir.
      • İcra mahkemesi, mülkiyetin devri için gönderilen dosyalarda, en geç on gün içinde dosya üzerinden yapacağı inceleme sonunda talebin kabulüne veya reddine kesin olarak karar verir.
  1. 5235 Sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun da Yapılan Düzenlemeler:
  • Önceki düzenlemede, konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda dava değeri beş yüz bin Türk lirasının üzerinde olan dava ve işler heyetçe yürütülür ve sonuçlandırılırken yeni düzenleme ile parasal sınır bir milyon Türk Lirası olarak değiştirilmiştir.
  1. Ceza Hukuku Kapsamında Getirilen Bazı Düzenlemeler:
  • Uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçundan hükümlü olanların ceza infaz kurumlarında bulunduğu zaman içinde, belirlenen tedavi ve rehabilitasyon programlarına katılmaları zorunlu hale getirilmiştir.
  • Göçmen kaçakçılığı suçu için verilen cezanın alt sınırı, üç yıldan beş yıla çıkarılmıştır.
  • Uyuşturucu imal ve ticareti suçunda delil toplama sürecinde etkili olunması adına Ceza Muhakemesi Kanununun 139.maddesinin dördüncü fıkrasına "Hâkim, soruşturmacının yedinci fıkranın (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer alan suç bakımından kamuya açık yerlerde ve işyerlerinde delil toplamak amacıyla ses veya görüntü kaydı yapmasına izin verebilir." cümlesi eklenmiştir.
  • Mahkumiyet ve güvenlik tedbirleri dışında karar verilmesinin gerektiren durumlarda kovuşturma sürecinin uzamaması için, Ceza Muhakemesi Kanununun 193.maddesinin ikinci fıkrası  “Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet, ceza verilmesine yer olmadığı ve güvenlik tedbiri dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir." şeklinde değiştirilmiştir.
  • İçtihatlarla oluşan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının esasının da incelenmesi yasal hale getirilmiştir. Ceza Muhakemesi Kanununun 231.maddesinin on ikinci fıkrası Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir. İtiraz mercii, karar ve hükmü inceler; usul ve esasa ilişkin hukuka aykırılık tespit ettiği takdirde, gerekçesini göstererek karar ve hükmü kaldırır ve gereğinin yapılması için dosyayı mahkemesine gönderir." şeklinde değiştirilmiştir.
  • Bölge Adliye Mahkemesinin kesin nitelikteki kararlarına itiraza ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 308/A maddesine ekleme yapılarak, “Sanık aleyhine itiraz edilebilmesi için kararı etkileyecek nitelikte esaslı bir hatanın bulunması zorunlu olup, bu itiraz sanık veya müdafiine daire tarafından tebliğ olunur. Tebligat, ilgililerin dava dosyasından belirlenen son adreslerine yapılmasıyla geçerli olur. İlgililer, tebliğden itibaren yedi gün içinde yazılı olarak cevap verebilir.” Hükümleri düzenlenmiştir. Bu değişiklikle sanık aleyhine itirazda hükmün esasını etkileyecek nitelikte eksikliğin bulunması ve tebliğnameye karşı cevap öngörülmüştür.
  • 10 yıl veya daha az hapis cezasına mahkum olan kadın hükümlünün bakıma muhtaç engelli veya ağır hasta 18 yaşından küçük çocuğunun bulunması halinde, cezasının belirli sürelerle ertelenmesine ilişkin düzenleme getirilmiştir. Bu amaçla 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanuna 16.maddesinden sonra gelmek üzere Çocuğunun hastalığı nedeniyle kadın hükümlünün cezasının infazının ertelenmesi.” maddesi eklenmiştir.
  • Kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma, kabul etme, satın alma suçunda tedavi ve rehabilitasyon sürecine dair değişiklikler yapılarak, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 71.maddesine Türk Ceza Kanununun 191.maddesinde yer alan kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçundan hükümlü olanlan tedavi ve rehabilitasyon programlarına katılması zorunludur. Bu suçtan hükümlü olanlar için tedavi ve rehabilitasyon programlarının uygulanacağı müstakil ceza infaz kurumları açılabileceği gibi mevcut ceza infaz kurumlannın bir bölümü de bu amaç için düzenlenebilir. Tedavi ve rehabilitasyon birimleri ile programlarının asgari standartları Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca belirlenir. Tedavi ve rehabilitasyon programlarının başarılı olabilmesi amacıyla hükümlünün izin, ziyaret ve görüşme hakları uzman görüşü doğrultusunda geçici olarak kısıtlanabilir. Başka bir suçtan hükümlü olup uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlısı olduğu tespit edilen hükümlüler hakkında da bu fıkra hükmü uygulanır." fıkrası eklenmiştir.
  • Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 105/A maddesinin beşinci fıkrasına "Türk Ceza Kanununun 191.maddesinde yer alan kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçundan hükümlü olanlar ayrıca tedavi ve rehabilitasyon programlarına katılma yükümlülüğüne tabi tutulur." cümlesi eklenmiştir.
  • Kaçakçılığı önleme, izleme ve araştırmakla görevli olanlar hakkındaki kimliğin gizli tutulması ve ikramiyeye ilişkin maddede değişiklik yapılarak 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 19. maddesinin dördüncü fıkrasına "Bu Kanunun 3. maddesi ile 23. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde belirtilen suçlardan elde edilen malvarlığı değerlerini ihbar edenler ile bu suçlardan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunu ihbar edenler hakkında da bu fıkra hükümleri uygulanır." maddesi eklenmiştir.
  1. Ticaret Kanunu Kapsamında Getirilen Düzenlemeler:
  • Asliye Ticaret Mahkemelerinde basit yargılama usulü uygulanarak görülen davaların miktar veya değeri 500.000 TL’den 1.000.000 TL’ye çıkarılmıştır.
  • İtirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında; dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirilmiştir. Ancak ilgili dava türleri açısından getirilen dava şartı arabuluculuk, Kanun’un 43. Madde hükmü uyarınca 09.2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanacaktır.
  1. Arabuluculuk Kanunu Kapsamında Getirilen Düzenlemeler:
  • Arabuluculuk Kanunu 17.maddesinin üçüncü fıkrasına ve taraflar hazır değilse her türlü iletişim vasıtasını kullanarak hazır bulunmayan tarafları bilgilendirir.” ifadesi eklenmiştir.
  • Arabuluculuk Kanunu’nun zorunlu arabuluculuğa ilişkin 18/A maddesine yapılan ekleme ile kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar (ilamsız icra yoluyla tahliye hariç), taşınır ve taşınmazların paylaştırılmasına, ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar, kat mülkiyetinden kaynaklanan uyuşmazlıklar ve komşu hakkıyla ilgili uyuşmazlıklar, zorunlu arabuluculuk kapsamına alınmıştır. Ancak ilgili dava türleri açısından getirilen dava şartı arabuluculuk, Kanun’un 43. Madde hükmü uyarınca 01.09.2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanacaktır. Yine bu tür davalar açısından arabuluculuk sonucu düzenlenen sulh anlaşma belgelerinin icra edilmesine ilişkin şerhin alınması zorunlu tutulmuştur.
  • Kanun ile getirilen en önemli değişikliklerden biri de taşınmazın devrine veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasına ilişkin uyuşmazlıkların da arabuluculuk kapsamına alınmasıdır. İlgili kanuni düzenleme uyarınca, tarafların yazılı olarak kararlaştırması ve arabulucunun bu kararı tutanak altına alması halinde arabulucunun talebiyle, arabuluculuk süreciyle sınırlı olmak ve konulduğu tarihten itibaren üç ayı geçmemek üzere tasarruf yetkisinin kısıtlandığına dair tapu siciline şerh verilir. Bu şerh, tarafların anlaşamaması veya tarafların şerhin kaldırılması konusunda anlaşması halinde arabulucunun talebiyle, üç aylık sürenin sonunda ise kendiliğinden kalkacaktır.
  • Yapılan değişiklik ile münhasıran ticari uyuşmazlıklar bakımından avukatlar ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesinin, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılacağı düzenleme altına alınmıştır.
  • Kanun ile Arabuluculuk Kanunu’na 17/A maddesi eklenerek, 25/2/2021 tarihli ve 7282 sayılı Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Milletlerarası Sulh Anlaşmaları Hakkında Birleşmiş Milletler Konvansiyonunun Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanunla kabul edilen Sözleşme kapsamında arabuluculuk sonucu düzenlenen sulh anlaşma belgelerinin yerine getirilmesi için icra edilebilirlik şerhinin asliye ticaret mahkemesinden alınması zorunlu tutulmuştur.
  • Arabuluculuk Kanunu m.18/A hükmüne arabulucunun ilgili tarafın avukatı bulunsa dahi asili de bilgilendirmekle yükümlü olduğu yönünde düzenleme eklenmiştir.
  • Kanun kapsamında, arabuluculuk bürosuna başvurudan sonra başvuran aleyhine uyuşmazlık konusuyla ilgili olarak icra takibi yapılması ve başvuranın bu takibe karşı arabuluculuk süreci sonunda menfi tespit davası açması halinde, “icra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” hükmünün uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Son olarak, yargı paketinde yer alıp yasalaşmayan hususlara değinilmesi faydalı olacaktır. Bu kapsamda;

  • Noterlerin delil tespiti, keşif, yemin ettirilerek bilirkişi incelemesi yaptırması ve tanık ifadesi almasına dair Noterlik Kanunu kapsamında öngörülen değişiklikler,
  • İcra ve İflas Kanunundaki tebliğ veya tefhim ile başlayan 10 günlük sürenin iki hafta olarak değiştirilmesini öngören düzenlemelerin

yasalaşmadığı ifade edilmelidir.               

Saygılarımızla,

Tunca Avukatlık Ortaklığı

YAZARLAR
Ara
Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Çerezleri nasıl kullandığımız, sildiğimiz ve engellediğimiz ile ilgili detaylı bilgi için lütfen Çerezler (Cookies) sayfasını okuyunuz.Kabul Et ve Kapat