İş Kazasından Kaynaklanan Tazminat Talebinin Islah İle Artırılan Kısmının Zamanaşımı Gerekçesi İle Reddedilmesi Nedeniyle Mahkemeye Erişim Hakkının, Yargılamanın Uzun Sürmesi Nedeniyle De Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiği İddiasına İlişkin Anayasa Mahkemesi’nin 11.07.2023 tarihli 2019/345 Başvuru Numaralı Kararı Hk.
24 Ekim 2023 Tarihli ve 32349 Sayılı Resmî Gazete ‘de “Anayasa Mahkemesinin 11.07.2023 Tarihli ve 2019/345 Başvuru Numaralı Kararı (Karar) yayımlanmıştır.
I. KARARA KONU SOMUT OLAY
Başvurucu, 5.11.2023 tarihinde iş kazası geçirmiş olup, 12.05.2006 tarihinde Bakırköy 3. İş Mahkemesinde iş kazasından kaynaklanan tespit davası açmıştır. Bakırköy 3. İş Mahkemesi, davacının iş kazası geçirdiğinin tespitine karar vermiştir. İşbu hüküm, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 04.12.2008 tarihli kararıyla onanmıştır. Bunun üzerine başvurucu 14.09.2010 tarihinde Bakırköy 2. İş Mahkemesinde iş kazasından kaynaklanan 1000 TL maddi ve 25.000 TL manevi tazminat talepli dava açmıştır. Bilirkişi incelemesi sonucunda 09.10.2014 tarihinde başvurucunun zararı 51.946 TL olarak belirlenmiştir. Başvurucu 24.11.2014 tarihinde ıslah talebinde bulunmuştur. Bunun üzerine, 03.12.2014 tarihinde davalı tarafça zamanaşımı defi ileri sürülmüştür.
Yargılamanın sonunda Mahkeme, 23.12.2014 tarihinde davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermiştir. Mahkeme kararında, tespit davasında olayın kesin olarak iş kazası olduğunu gösteren bilirkişi heyet raporu ile başvurucunun iş kazası neticesinde %65 oranında maluliyete uğradığını belirten hesap raporunu dikkate almış olup, 51.946 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminat verilmesine karar vermiştir.
Akabinde temyiz yoluna başvurulmuş olup, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 16.02.2016 tarihli kararıyla hükmü bozmuştur. İşbu kararın gerekçesinde, dava konusu olayda değişen ve gelişen bir durum olmadığı, davalı tarafın zamanaşımı defini ileri sürdüğünü dikkate alınmış, maddi tazminat talebine ilişkin dava dilekçesinde talep edilen miktarla sınırlı bir karar verilmesi gerekirken ıslah edilen kısmı da kapsayacak şekilde karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir.
Bakırköy 2. İş Mahkemesi, 27.12.2016 tarihinde bozma kararına benzer gerekçelerle uymuş, başvurucuya 1000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminat verilmesine karar vermiştir. Başvurucu kararı temyiz etmiş, aynı Dairece 06.11.2018 tarihinde hüküm onanmıştır. Nihai kararın kendisine tebliğ edilmesi üzerine, başvurucu 26.12.2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
II. ANAYASA MAHKEMESİNİN DEĞERLENDİRMESİ
Anayasa Mahkemesi, yukarıda özetlenen somut olay bakımından (1) Mahkemeye erişim hakkının ihlal edilmesi ve (2) Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine yönelik iddialar bakımından ayrı ayrı inceleme yapmış olup, aşağıdaki saptamalarda bulunmuştur.
A. Mahkemeye Erişim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia Bakımından:
Başvurucu, bilirkişi raporlarının iki yıl gibi uzun bir sürede Mahkemeye sunulabildiğini, bilirkişinin görevini ihmal ettiğini, olayın iş kazası olarak nitelendirildiğini tespit davasıyla öğrendiğini ve Mahkemenin zamanaşımı başlangıç tarihini yanlış hesapladığını iddia etmiştir. Zira, başvurucu davayı açarken mülga HUMK hükümlerinin yürürlükte olduğunu, dava açıldıktan sonra HMK hükümlerinin yürürlüğe girdiğini, bu nedenle davasının belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesi gerektiğini, ancak bu şekilde kabul edilmediğini ve bu nedenle zamanaşımı defi ile karşılaştığını, ıslah talebinin reddedilmesiyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Anayasa Mahkemesi yaptığı incelemede;
Anayasa Mahkemesi, somut olayı yukarıda özetlenen tespitler ışığında incelediğinde, ıslaha konu dava değerinin artırılan kısmı yönünden davanın zamanaşımından reddedilmesine ilişkin uygulamanın başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklediği, başvurucunun katlanmak zorunda kaldığı külfetin hedeflenen meşru amaçla karşılaştırıldığında külfetin orantısız olduğu sonucuna varmış, bu nedenle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine yönelik karar vermiştir.
B. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia Bakımından:
Başvurucu aynı zamanda yargılamanın uzun sürmesinden şikayet etmektedir. Anayasa Mahkemesi yaptığı incelemede;
Anayasa Mahkemesi, somut olayı yukarıda açıklanan tespit ışığında incelediğinde, başvurunun bu kısmını “başvuru yollarının tüketilmemesi” gerekçesiyle kabul etmemiştir.
III. SONUÇ
Anayasa Mahkemesi, yukarıda özetlenen gerekçeler sebebiyle, mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın “başvuru yollarının tüketilmemesi” nedeniyle kabul edilemez olduğuna, kararın bir örneğinin mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapmak üzere Bakırköy 2. İş Mahkemesine gönderilmesine, başvurucunun tazminat taleplerinin reddine karar vermiştir.
Somut olay benzeri olaylarda davacının zararı öğrenmesinin üzerinde durulmalıdır. Burada önemli olan, zarar gören davacının yasanın anladığı anlamda zarar veren olayın sonuçlarını, gidişatını, kesinleşen durumunu değerlendirecek bilgiye sahip olmasıdır. Zarar tamamlanmadan zarar gören açısından zararın belirli olduğu kabul edilemez. Zararın tamamlanmasının ise tüm sonuçları ile bilinmesiyle mümkün olduğu yerleşik içtihatlar ile de benimsenmiştir. (HGK.21.03.2001, E.2001/4-258 - K.2001/276 Sayılı ilamı, 21HD.01.07.2008, E.2008/8354 – K.2008/10199 Sayılı ilamı)
Sonuç olarak Anayasa Mahkemesince verilen kararın Yargıtay ‘ın yerleşik içtihatları ile örtüşmekte olduğu belirtilmelidir.
Saygılarımızla
Tunca Avukatlık Ortaklığı