Kripto para piyasası ile ilgili Sermaye Piyasası Kanunu'nda yapılan düzenlemelerin temel amacı, FTX ve Thodex gibi krizlerin ardından ortaya çıkan endişeleri gidermek, böylesine büyük bir piyasanın kontrolsüz kalmasını ve kara para aklama gibi faaliyetlerin önüne geçmektir. Ayrıca, ülkemizin ekonomik hedeflerinden biri olan ve Financial Action Task Force (“FATF”) tarafından üç yılda bir yayınlanan "gri listeden" çıkma hedefine ulaşmak için, FATF'in güncel teknolojik gelişmeler doğrultusundaki tavsiyelerine uyum sağlanması amaçlanmaktadır.
Ülkemiz, kripto varlık sektörü bakımından dünyada işlem hacim sıralamasında ilk sıralarda yer almakta olup, bu durum yapılacak düzenlemelerin ve geçiş sürecinin büyük bir hassasiyet ve titizlikle gerçekleştirilmesini gerektirmektedir. Ülkemizdeki kullanıcı sayısı, işlem hacmi ve kripto hizmet sağlayıcılarının yüksekliği dikkate alınarak, yapılan düzenlemelerle belirli standartlar getirilmiştir. Bu düzenlemeler, kripto varlık sektöründe işlem yapan kullanıcılar açısından birçok soruna çözüm getirirken geçiş sürecinde yaşanabilecek olası mağduriyetler bazı endişeler doğurmuştur.
Özellikle, kullanıcıların sıklıkla kullanmakta olduğu ve yüksek miktarlarda varlıklarını bulundurdukları hizmet sağlayıcıların, ilgili kanun maddelerinde belirtilen standartlara uygun hizmet sunup sunamayacağı, bu sağlayıcıların tasfiye edilmesi durumunda kullanıcıların varlıklarına eksiksiz olarak kavuşup kavuşamayacağı gibi olası mağduriyetler, kullanıcılar açısından önemli endişelere yol açmaktadır. Bu yazıda, bu endişelerin giderilmesi amacıyla, yayımlanan tebliğler ve kanun maddeleri çerçevesinde ilgili süreç ve süreçte yetkili kuruluşlardan bahsedilecektir.
Yapılan Düzenlemeler Işığında Tübitak’ın Görev ve Yetkileri:
2 Temmuz 2024 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren kripto varlık düzenlemesi kapsamında TÜBİTAK, teknik danışmanlık ve kriter belirleme konularında önemli görevler üstleniyor. TÜBİTAK’ın resmî sitesinde yayımlanan açıklamada, kripto varlık piyasasının ekonomik ve teknik derinliğine vurgu yapılarak, TÜBİTAK’ın bu alanda kilit rol oynayacağı belirtildi. 2017’de kurulan TÜBİTAK Blokzinciri Araştırma Laboratuvarı’nın, yasa kapsamında teknik kriter belirleme, rapor hazırlama, görüş iletme ve denetimlere katılma gibi görevler üstleneceği ifade edildi. TÜBİTAK’ın yeni nesil blokzinciri teknolojilerini destekleyeceği ve kripto varlıkların satış veya dağıtımı konusunda teknik rapor hazırlama görevi üstleneceği belirtilirken, kripto varlık ekosisteminin temel felsefesiyle uyumlu hareket edilmesi gerektiği de vurgulandı. Kripto para borsalarının denetiminin bağımsız denetçiler tarafından yapılacağı, TÜBİTAK’ın ise bilgi sistemleriyle ilgili usul ve esaslar hakkında görüş belirtebileceği ifade edildi. Ayrıca, kripto para borsalarının uyacağı teknik kriterlerin TÜBİTAK tarafından belirleneceği ve lisans almak isteyen borsaların bu kriterlere uyması gerektiği vurgulandı.
Yapılan Düzenlemeler Işığında MASAK’ın Görev ve Yetkileri:
2021 yılında MASAK tarafından yayımlanan "Kripto Varlık Hizmet Sağlayıcıları Rehberi" kapsamında, kara para aklama ve terörizmin finansmanını önlemeye yönelik mevzuat hükümleri ile kripto hizmet sağlayıcılarına çeşitli yükümlülükler getirilmiştir. Bu yükümlülükler aşağıda belirtilmiştir:
Kripto varlık hizmet sağlayıcıları ile kullanıcılar arasında sözleşme yapılması esas olduğundan, yapılan sözleşmeye istinaden kurulan üyelik kapsamında müteakip işlemler gerçekleştirilebilmektedir. Bu nedenle, söz konusu iş ilişkisi "sürekli iş ilişkisi" tanımına girmektedir. Bu çerçevede, sözleşme yapılması esnasında tutar gözetmeksizin kimliğe ilişkin bilgilerin alınması ve bu bilgilerin doğruluğunun teyit edilmesi suretiyle kullanıcıların kimliğinin tespit edilmesi gerekmektedir.
Kripto varlık hizmet sağlayıcıları, sürekli iş ilişkisi dışında aşağıdaki durumlarda da kimlik tespiti yapmak zorundadırlar:
Kimlik tespitinin, iş ilişkisi tesisinden veya işlem yapılmadan önce tamamlanması gerekmektedir.
Şüpheli işlemler, herhangi bir parasal sınır gözetmeksizin MASAK Başkanlığına bildirilir. Şüpheli işlemlerin devamlı bilgi verme kapsamında bildirilmiş olması, şüpheli işlem bildirim yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Şüpheli işlemler, şüphenin oluştuğu tarihten itibaren en geç on iş günü içinde, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ise derhal MASAK Başkanlığına bildirilmelidir.
Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunun 7. maddesine göre, kamu kurum ve kuruluşları, gerçek ve tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kuruluşlar, Başkanlık ve denetim elemanları tarafından istenilecek her türlü bilgi, belge ve bunlara ilişkin kayıtları tam ve doğru olarak vermek ve gerekli kolaylığı sağlamakla sorumludur. Kendilerinden talepte bulunulanlar, özel kanunlarda yazılı hükümleri ileri sürerek bilgi ve belge vermekten kaçınamazlar.
Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunun 8. maddesine göre, yükümlüler, anılan Kanunla getirilen yükümlülüklere ve işlemlerine ilişkin her türlü ortamdaki belgeleri düzenleme tarihinden, defter ve kayıtları son kayıt tarihinden, kimlik tespitine ilişkin belgeleri ise son işlem tarihinden itibaren sekiz yıl süreyle muhafaza etmek ve istenmesi halinde yetkililere ibraz etmekle yükümlüdür.
Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunun 6. maddesine göre, yükümlüler, taraf oldukları veya aracılık ettikleri işlemlerden Bakanlıkça belirlenecek tutarı aşanları Başkanlığa bildirmek zorundadır. Devamlı bilgi verme kapsamındaki işlem türleri, bilgilerin ne şekilde ve hangi sürelerde verileceği, kapsam dışında tutulacak yükümlüler ile uygulamaya ilişkin diğer usûl ve esaslar Bakanlıkça belirlenir.
Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunun 13. maddesine göre; müşterinin tanınması yükümlülüğü, devamlı bilgi verme yükümlülüğü ve şüpheli işlem bildirimi yükümlülüğünün ihlallerinin tespiti halinde, MASAK tarafından belirli miktarlarda ve işlem başına idari para cezası uygulanır. 2024 yılında gerçekleşen yükümlülük ihlalleri için aşağıdaki idari para cezaları ve üst limitleri uygulanmaktadır:
Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunun 14. maddesine göre; yükümlülerin şüpheli işlem bildiriminde bulunulduğunu, yükümlülük denetimi ile görevlendirilen denetim elemanları ve yargılama sırasında mahkemeler dışında hiç kimseye açıklayamayacakları yükümlülüğünün ihlali halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adli para cezasına hükmolunur.
Hizmet Sağlayıcıları Bakımından Geçiş Süreci:
Temmuz 2024 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile kripto varlık hizmet sağlayıcıları için birtakım düzenlemeler getirilmiştir. Bu düzenlemeler çerçevesinde, kripto varlık hizmet sağlayıcıları, Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) 35/B ve 35/C maddeleri uyarınca çıkarılacak ikincil düzenlemelerde belirtilen şartları sağlamak ve faaliyet izni almak zorundadırlar.
Kanunun yayımlandığı tarihle aynı gün SPK’nın resmi İnternet Sitesinde yayımlanan tebliğ ile 2 Temmuz 2024 tarihinden itibaren, kripto varlık hizmet sağlayıcılarının, kendilerine verilen sorumlulukları yerine getirmeleri veya SPK'nın 99/A ve 109/A maddeleri kapsamında tasfiye sürecine tabi olmaları gerekmektedir. Bu doğrultuda, 2 Temmuz 2024 tarihi itibarıyla kripto varlık hizmet sağlayıcılığı faaliyetini yürüten ve bu faaliyetlere devam etme iradesi olanların, 2 Ağustos 2024 tarihine kadar, Ek/1 ve Ek/2'de yer alan bilgi, belge ve açıklamalarla birlikte, Geçici 11. maddenin birinci fıkrasına uygun beyanlarını SPK'ya yazılı olarak sunmaları zorunludur.
İlgili belgeler tebliğ ekinde yer almaktadır. İlgili tebliğ için bknz.: https://spk.gov.tr/duyurular/basin-duyurulari/2024/kripto-varlik-hizmet-saglayicilara-iliskin-duyuru
İlgili tebliğden anlaşılacağı üzere lisans alarak hizmet faaliyetlerine devam etmek isteyen hizmet sağlayıcıları ve tasfiye olacak sağlayıcıların yapması gerekenler kısaca şöyle izah edilebilir:
Lisans Alarak Hizmet faaliyetlerine Devam Etmek İsteyenler;
Lisans Almayan veya Lisans Alamayacak Sağlayıcıların Tasfiye Süreci:
Tasfiye Kararını Uygulamayanlar Şirketler Hakkında ve Usulsüz işlemler Bakımından Uygulanacak Cezalar:
SPK açıklamasında tasfiyeye gitmeyi tercih eden ya da belirlenen süre içerisinde kurula başvuru yapmayan kuruluşlarda hesapları bulunan müşterilerin transfer taleplerinin bu kuruluşlarca yerine getirilmemesinin izinsiz kripto varlık hizmet sağlayıcılığı faaliyeti suçunu oluşturacağı bildirildi. SPK’dan izin almaksızın kripto varlık hizmet sağlayıcısı olarak faaliyet gösterenlere gerçek kişiler ve tüzel kişilerin yetkililerine 3 yıldan 5 yıla kadar hapis ve beş bin günden on bin güne kadar adli para cezası öngörülmektedir.
Kripto varlık hizmet sağlayıcılarda zimmet:
Ayrıca belirtmek gerekir ki görevleri sebebi ile kendilerine tevdi edilmiş olan varlıkları kendisinin ya da başkasının zimmetine geçirenler için TCK’nın 247. Maddesindeki zimmet suçu bakımından cezalandırılacaktır.
MADDE 110/A- (1) Kripto varlık hizmet sağlayıcı görevi nedeniyle kendisine tevdi edilmiş olan veya koruma, saklama ve gözetimiyle yükümlü olduğu para veya para yerine geçen evrak veya senetleri, diğer malları veya kripto varlıkları kendisinin ya da başkasının zimmetine geçiren kripto varlık hizmet sağlayıcı yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile diğer mensupları, sekiz yıldan on dört yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacakları gibi kripto varlık hizmet sağlayıcının zararını tazmine mahkûm edilirler.
(2) Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi hâlinde faile on dört yıldan yirmi yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası verilir. Ancak, adli para cezasının miktarı kripto varlık hizmet sağlayıcının ve müşterilerinin uğradığı zararın üç katından az olamaz.
Yurt Dışı Yerleşik Kripto Hizmet Sağlayıcıları:
SPK bildiriminde yurt dışında yerleşik kripto varlık hizmet sağlayıcılarının ilgili kanunda belirtilen şekilde Türkiye’de yerleşik kişilere yönelik faaliyetlerini en geç 02.10.2024 tarihine kadar sonlandırmak zorunda olduğu belirtildi. Bu tarihten sonra, belirtilen şekilde Türkiye’de yerleşik kişilere yönelik faaliyette bulunmaya devam edenler hakkında Kanun’un 99/A ve 109/A maddesi hükümleri uygulanacağı belirtilmiştir.
Ayrıca müşterilerin kripto varlıkları nakde veya nakdi kripto varlığa çevirebilmelerine ve kripto varlıkların transferinin gerçekleştirilmesine imkân veren Türkiye’de yerleşik ATM ve benzeri elektronik işlem cihazlarının faaliyetleri de en geç 02.10.2024 tarihine kadar sonlandırılacak. Bu tarihten sonra faaliyette bulunmaya devam edenler ve buna imkân sağlayanlar hakkında Kanun’un 99/A ve 109/A maddesi hükümleri uygulanacaktır.
Sonuç Olarak
2 Temmuz 2024 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren kripto varlık düzenlemesi ve ikincil mevzuat çerçevesinde, günden güne hacmi artmakta olan kripto varlıklar piyasasına ilişkin kurallar ve kurulların şeffaflaşması amaçlanmıştır. Bu çerçevede, yasaya aykırı durumların önlenebilmesi, kripto varlıkların suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama aracı olarak kullanılmasının önüne geçilmesi, illegal işlerin finansmanının engellenmesi ve yasal çerçevede takibi amaçlanmıştır. Getirilen düzenlemeler ile geçiş sürecinin hızlı ve şeffaf bir şekilde yürütülerek kullanıcıların korunması amaçlanmaktadır. Kullanıcıların endişelerinin giderilmesi için SPK tarafından süreç hızlı ve hassas bir şekilde yürütülmektedir. İlgili kurumlarca belirtilen şartları yerini getirmeyen hizmet sağlayıcıları hakkında ise ağır cezaların uygulanacağı belirlenmiştir. Her ne kadar yapılan düzenlemeler daha önceki taslaktan daha iyi bir seviyeye getirilmiş, olup yatırımcıları korumak üzerine hazırlanmış olsa da düzenleme çok temel hususları düzenlemektedir. Bu düzenlemenin nasıl uygulanacağı ve tam olarak yatırımcılar için neler getireceği SPK Kurulunun uygulamaları ve yapılacak ikincil düzenlemeler ile daha net olacağı kanısındayız.